Blog Arşivi

26 Ocak 2010 Salı

Ev,ev,ev,ev...

Yahu hakkaten insanın evi gibisi yokmuş.

Tamam yurt iyi hoş ama ev bir farklı, havasımı yemeğimi bilmem ama birşeyler farklı.

Aylar sonra bugün 2de kalktım sahiden de güzel bir duyguymuş.

Ders olmayan bir güne merhaba demek... para ile satın alınamaz..

Hani Mastercard reklamında varya paranın alamayacağı şeyler vardır diye,

İşte budur ya, uyumadığın halde uykun varmışçasına yatakta dönüp durarak tembelliğin dibine vurmak, amaçsızca yatmak, kalktığın zaman yapacak birşeyin olmadığı için yatmaya devam etmek,

Ne güzelmiş be kardeşim, arada bunu yapmak lazım hakkaten.

Buradan sömestr tatili olmayan 4. sınıf tıp öğrencilerine sesleniyorum :

Boşuna dememişler doktorluk meşakkatli meslek diye, işte başlıyor.

3 haftalık “camışlık” dönemi hayırlı uğurlu olsun herkese.

İsterdim..

Her bir hamlede, hamleye uygun bir laf patlatarak soğuk savaştaymışçasına satranç oynamayı,

Allahcc’nin yaptığı gibi teletabilerin göbeğindeki tv’ye yayın vermeyi,

Sorulan her soru karşısında Ramiz dayı gibi tebessüm ardından özlü bir söz ile ayar vermeyi,

En az 9-10 harfli bir isime ve sonu “oğulları ile biten bir soyada sahip olmayı,

A.I.D’den nağmeler

1)Abi okulda bir kız, oda arkadaşıyla hiç anlaşamadığı için Boğaziçi Elektroniğe geçmiş.

A.I.D : Oha lan kızda ne ortalama varmış.

2)Abi bir dakikada dünyayı değiştirecek olsan ne yapardın?

A.I.D : Neden 1 dakika? O zaman 1 dakikada ulaşabileceğim birşey olmalı.

3)Abi Ibrahimovic geçen bir frikik atmış topun hızı 124 km imiş.

A.I.D : Hangi hız, ilk/son??

27 Aralık 2009 Pazar

Alex De Souza yoksa Özer de Souza var

Bu çocuğun imzayı attığı gün demiştim bu adam hep oynamalı kumaşı iyi diye. Çocuk diyorum çünkü benden 3 yaş büyük sadece.

Ama klasik Daum örneği, 1-0 olsun bizim olsun ve kazanan kadro bozulmaz mantığı ile hareket ettiği için ilk 10 hafta Özer pek forma şansı bulamadı çünkü takım kazanıyordu.

Ne zamanki takım tökezledi, kayanlar düşenler oldu, yedeklere ve en başta Özer’e gün doğdu.

İşte o zaman Özer fırsatı iyi değerlendirdi, akıllı adammış iyi hazırlamış kendini.

Adam son Altay maçına kadar 2 maç 90 dakika oynadı.

İkisinde de çok güzel birer asist yaptı kalitesini gösterdi, daha ne yapsın?

Takımda top tekniği olan estetik hareketlerle futbolun hoş yanlarını gösterebilen nadir adamlardan.

Müthiş futbol zekası, güzel asistler, adam eksiltme, çapraz koşu...

Hepsi mevcut Özer’de, sene başı bir operasyon geçirdi tarak kemiğinden şimdi o da geçiyor çok şükür.

Ve en önemlisi Alex abisi bu yeteneğin farkında ve ufaktan ufaktan Özer’i yetiştiriyor.

Tam kıvamında oldu Alex 32 yaşında ve 2-3 senesi kaldı en fazla.

O zamana kadar Özer’in pişmesi ve Alex'in mevkisine hazırlanması.

Tıpkı Hagi’nin Emre’yi yetiştirdiği gibi..

Ne müthiş olur değilmi?

Bize yerli bir 10 numara, milli takıma Sergen’den sonra gerçek bir 10 numara...


İstemiyorum

Halısahada tam maç başlayacak iken rakip takımdan sadece 3 adamın gelmiş olmasını,

Lisans çıkarmak için sağlık kontrolü zımbırtısı yüzünden daha fazla teste girmeyi,

Alişan denen salağı top oynarken görmeyi,

Domuz gribinin çok daha tehlikeli boyutlar alacağı bir döneme gireceğini duyuran haberleri,

İstatistikçinin amfide sayfalarca yazdıktan sonra çat diye “Delete all annotations” tuşuna basmasını,


Merak ediyorum

Opera girişinde döner ekmek yerken aşağılayıcı bakışların sebebini,

Ezel’de Cengiz’in kullandığı 60 model eski yarış arabasının günlük kirasını,

Fatiha’yı okurken Cüppeli ve Ahmet Hakan’dan hangisinin ayınları daha okkalı çatlatacağını,

Twitter’da Mustafa Sarıgül’ün “Türkiye’nin ikinci partisiyiz” derken neye dayandığını,

Auckland City kalecisi Paul Gothard’ın şampiyona maçında nasıl bir soğukkanlılıkla penaltı noktasına işediğini,

28 Kasım 2009 Cumartesi

ayar ettiler..

Hep bu iddiacılar yüzünden,

Gerçekten futbola ayrı bi tat kattıkları gibi içine de edebiliyorlar.

Hep derler takımlar için ruhsuzlar motivasyonları yok..

Yalan abi tamamen yalan, bir iki adam ruhsuz olabiliir ama 11 adam ruhsuz olamaz.

Büyük takımlar küçük takımlara, birkaç kişi köşeyi dönsün diye maç veriyo.

Nasıl oluyo bu iş?

Örnek dün gs-manisa ve bugünkü fener-kasımpaşa maçlarında iki büyük takımın mağlubiyetine muazzam miktarda oran verilmiş.

O kadar fazla ki cimbomla fener bu hafta kaybeder diyenler 1 koyup 93 alabiliyorlar!!

Temizinden 100 lira koysanız 9.300 lira para cukka. tabi buraya para yatıranların 100 lira yatırdığını pek sanmıyorum..

Böyle bir ortamda öyle bir şike dönerki yurdumda öyle dolaplar çevrilirki hiçbirimizin ruhu duymaz.

Hem her açıdan iyi oluyor lige heyecan geliyo zirveye oynayan takım sayısı artıyor

Öteki türlü ligin tepesinde 2 takım diğerleri bitik, bu pek ilgi çekici değil şimdiki daha rekabet içeriyor, iddiaya daha müsait yani..

Şu günlerde avrupa bile sallanıyor bahis skandalları yüzünden çok büyük paralar dönüyor..

Bizdede benzer şekilde şike yapılıyor kimse inkar etmesin kabak gibi ortada, olan canla başla her yerde takımını destekleyen zavallı taraftara oluyor..

KURBAN BAYRAMI TÜ KAKA

Son zamanlarda böyle tepkileri çevremde çok duymaya başladım.

Kurban kesmeyi müthiş kötü, vahşet içeren bir olay gibi gören ve bu işe sürekli çamur atan insanları görüyorum etrafımda.

Herkes bir furya içerisinde sallıyor yok "hayvan katliamı" yok "ortaçağ toplumu" öylede böyle.

Yakında sığırlarada soykırım uyguladınız derler şimdi moda olduya.

Merak ediyorum bu insanlar kurban bayramı dışındaki zamanlarda ne eti yiyorlar eğer vejeteryan değillerse

Normal zamanda hayvanları kesmeden yiyorlar heralde.

Veya hayvan kesmek yerine ağaç falan kesiyorlar,

Yine aynı süreç işliyor,

Normal zamandada hayvancılıkla uğraşan insanlar hayvanları satıyorlar kesim için

Yine bu hayvanlar kesiliyor ve bölünüp dağıtılıyor,

Tek fark olayın bizim dışımızda gelişmesi.

Bütün sene yediği kurban eti değil sanki "hayvan eti"

Yok hayvan hakları şunlar bunlar, bırakın bunları...

Bence,

Kesmeyi beceremiyorsan,

Bu sene şanlıurfada yaşanan rezalet gibi sokak lambası direğine bağlayıp hayvanı kontrol etmeye çalışırken ona bilumum eziyet ediyorsan,

Bu işi en az acılı biçimde yapamıyorsan,

Sokakları, yolları, herkesin göreceği yerleri kan içinde bırakıyorsan,

Yol kenarlarında, boş arazilerde 10 kişi hayvanı tutup sonra besmele çekip kesiyorsan,

Çocukların gözleri önünde hayvanı anırta anırta kesiyorsan,

Kısaca bu işi düzgünce yapamıyorsan,

Yapma kardeşim sende kesmeyiver zaten farzda değil. mehmetçiğe bağışla paranı

17 Kasım 2009 Salı

postu deldirdik..

meğer herşey yalanmış. Delikanlılık falan hepsi içi boş şeylermiş. Orda burda boşu boşuna adamız diye geziyormuşuz, bir iğneyle hepsi uçtu gitti. Soğuk algınlığı, öksürük, derken ateşte vurdu bizi. Gittik sağlık merkezine tonla test yaptılar sonra dediler ki iğne olacaksın. Tamam dedim bende sandım ki, normal koldan insan gibi iğne olacağım. Anam.. "kalçanızı açın" dedi. Ben bir anda afalladım, "Ne diyon lan sen" diyesim geldi içimden. Sadece "Kalçamı? Yoksa oradanmı iğne yapacaksınız?" dedim. Hemen sonrasında soğuk bir evet yanıtı aldım.

Ulan yapılırmı bu bana, aslan gibi delikanlıya kase açtırılırmı, başka iğne yapacak yermi kalmadı yani koskoca vücutta? Nedir bu kase deliliği kardeşim?? Bu zamana kadar hamdolsun idare ettik orda burda açmadık oramızı buramızı ama burada mertlik bozuldu. Nası bakacam ben bundan sonra insanların yüzüne? Zaten yedik iğneyi yürümem değişti hemen. Ayrıca iğneyi yaptı sonrasında hiçte keşkül titretmesi yapmadı, yaptı ve gitti.

Evet bunlar kalçamı açmamı söylemesinden, iğneden sonraki ilk 5 saniyeyi içine alan 20-25 saniye boyunca düşündüklerimdi. Sonra "oha olm kendine gel ateşin düşsün diye iğne oluyosun, bu insanlarda meraklı değil senin bir taraflarını görmeye.." dedim kendi kendime =)

12 Kasım 2009 Perşembe

Hoca neden intikam alır?

Hiç anlamadığım bir olaydır. Koskoca adam veya kadın üniversite bitirmiş, gelmiş bilmem kaç yaşına, yıllarca okumuş,araştırma yapmış,lisansüstü doktora derken akademisyen olmuş. Bilimin içine içine girmiş insanlar bu insanlar, özellikle bizim okuldakiler. Hepsinin bir Amerika macerası mevcut akademide, aman eksik olmasın.
90 kişilik ders, ve sadece 20-25 kişi amfiye gidiyor. Sebebi hocanın kötü anlatması değil dersin çok karışık olması. Ama sonuçta sınıfın yarısından çoğu dersleri takip etmiyor. Bunun farkında olan hoca gelmeyenlerden intikam almak için, "alın içinizde hissedin", "oh be nasılda geçirdim soruları" demek için birnevi, soruları dayar. Gelmeyenleri cezalandırır kendince. Haklı veya haksız orasına değinmeyeceğim meselenin. Asıl olay burada, beni ilgilendiren olay; kurunun yanında yaşında yanmasıdır. Ben sene başından beri bütün derslere gitmişim not tutmuşum anlamaya çalışmışım (en önde bile oturdum o kadar yani) ve sınava günlerce, saatlerce çalıştım. Peki karşılığı bu mu?
Bakalım kısmet finale artık

8 Kasım 2009 Pazar

ilk göz ağrısı

Facebook twitter derken bu camianın içine baya girdik bizde. resmen köşe yazarı gibi olduk twitterda okuduğum, takip ettiğim bütün köşe yazarlarını izliyorum hatta bende bir iki birşey yazdım. Gelelim neden bu blog işine girdiğime. Öncelikle şunu söyleyeyim okulumda müthiş bir blog açma furyası varmış, benim bunla alakam yoktur. Aldıktan sonra birkaç arkadaşa söylediğimde "aa sendemi?", "vay sende aldın demek" gibi tepkilerle karşılaştım. Sonra anladım yani böyle birşeyin olduğunu, ilk tepkimde "abi valla bilmiyodum ben öyle bi iki satır karalayacam" oldu. Alış hikayem budur yani, fazla çetrefilli değil gayet sade bir giriş yapayım dedim. Bende bi açılım yapayım dedim yani=)

Şu an radyoda ricky martin'in 10 yıllık şarkısına denk geldim, bu bi işaret olabilr, bu şarkıyla bugünü kapatalım..:)