Blog Arşivi

27 Aralık 2009 Pazar

Alex De Souza yoksa Özer de Souza var

Bu çocuğun imzayı attığı gün demiştim bu adam hep oynamalı kumaşı iyi diye. Çocuk diyorum çünkü benden 3 yaş büyük sadece.

Ama klasik Daum örneği, 1-0 olsun bizim olsun ve kazanan kadro bozulmaz mantığı ile hareket ettiği için ilk 10 hafta Özer pek forma şansı bulamadı çünkü takım kazanıyordu.

Ne zamanki takım tökezledi, kayanlar düşenler oldu, yedeklere ve en başta Özer’e gün doğdu.

İşte o zaman Özer fırsatı iyi değerlendirdi, akıllı adammış iyi hazırlamış kendini.

Adam son Altay maçına kadar 2 maç 90 dakika oynadı.

İkisinde de çok güzel birer asist yaptı kalitesini gösterdi, daha ne yapsın?

Takımda top tekniği olan estetik hareketlerle futbolun hoş yanlarını gösterebilen nadir adamlardan.

Müthiş futbol zekası, güzel asistler, adam eksiltme, çapraz koşu...

Hepsi mevcut Özer’de, sene başı bir operasyon geçirdi tarak kemiğinden şimdi o da geçiyor çok şükür.

Ve en önemlisi Alex abisi bu yeteneğin farkında ve ufaktan ufaktan Özer’i yetiştiriyor.

Tam kıvamında oldu Alex 32 yaşında ve 2-3 senesi kaldı en fazla.

O zamana kadar Özer’in pişmesi ve Alex'in mevkisine hazırlanması.

Tıpkı Hagi’nin Emre’yi yetiştirdiği gibi..

Ne müthiş olur değilmi?

Bize yerli bir 10 numara, milli takıma Sergen’den sonra gerçek bir 10 numara...


İstemiyorum

Halısahada tam maç başlayacak iken rakip takımdan sadece 3 adamın gelmiş olmasını,

Lisans çıkarmak için sağlık kontrolü zımbırtısı yüzünden daha fazla teste girmeyi,

Alişan denen salağı top oynarken görmeyi,

Domuz gribinin çok daha tehlikeli boyutlar alacağı bir döneme gireceğini duyuran haberleri,

İstatistikçinin amfide sayfalarca yazdıktan sonra çat diye “Delete all annotations” tuşuna basmasını,


Merak ediyorum

Opera girişinde döner ekmek yerken aşağılayıcı bakışların sebebini,

Ezel’de Cengiz’in kullandığı 60 model eski yarış arabasının günlük kirasını,

Fatiha’yı okurken Cüppeli ve Ahmet Hakan’dan hangisinin ayınları daha okkalı çatlatacağını,

Twitter’da Mustafa Sarıgül’ün “Türkiye’nin ikinci partisiyiz” derken neye dayandığını,

Auckland City kalecisi Paul Gothard’ın şampiyona maçında nasıl bir soğukkanlılıkla penaltı noktasına işediğini,

1 yorum:

  1. muhteşem bir "merak ediyorum" bölümü
    tam bir şaheser
    Allæmanedolmuş!

    YanıtlaSil